2. Sınıf Türkçe Sözlük 2. Sınıf Türkçe Dersi Sözlüğü. İlkokul 2. sınıfta Türkçe dersinde işlenen kelimeler sözlüğünü ve Türkçe anlamlarını sizler için hazırladık.
A HARFİ
ajans: Haber toplama, yayma ve üyelerine dağıtma işiyle uğraşan kuruluş.
alfabe: Belirli bir sıraya göre dizilmiş harf bütünü.
anons: Sesli duyuru.
ant: Allah’ı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı
doğrulama, yemin.
atlas: Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü.
B HARFİ
beden: Canlı varlıkların bütün bölümleri, vücut.
belediye: İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerlerde halkın temizlik, su, toplu taşıma gibi
hizmetlerini yerine getiren kurum.
birlik: Belli sayıda askerin oluşturduğu topluluk.
C Ç HARFİ
celal: Engellenme karşısında gösterilen saldırganlık, öfke, kızgınlık.
çehre: Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm,
sima, yüz, surat.
çizelge: Çizgilerle bölümlere ayrılmış liste.
D HARFİ
dergâh: Bazı kişilerin barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer.
dergi: Belli aralıklarla çıkan ve bazı konuları inceleyen süreli yayın.
diyalog: Karşılıklı konuşma.
dolambaç: Dolanarak giden, dönerek uzanan yolun kıvrımlı yeri.
dost: Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş.
E F G HARFİ
eş: Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri,
benzeri.
fıçı: Yuvarlak, karnı şişkin, altı üstü düz şekilde ve tahtadan yapılmış kap.
fidan: Yeni yetişen ağaç veya ağaççık.
gazete: Bir veya birden çok konu hakkında insanlara bilgi vermek için her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın.
grup: Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü.
H HARFİ
halter: Birbirine metal sapla bağlanmış ve iki gülle veya disklerden yapılmış
aracı iki elle kaldırmayı amaçlayan spor dalı.
harabe: Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı.
hararetli: Coşkun, ateşli, canlı.
hilal: Ayın aldığı yay biçimi.
hitap: Sözü birine veya birilerine yöneltme, seslenme.
İ HARFİ
iletişim: Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, haberleşme.
ilke: Temel düşünce, temel inanç.
istiklâl: Davranışlarını herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen
özgür kişi veya topluluk, bağımsızlık.
K HARFİ
kadife: Parlak ve yumuşak bir kumaş türü.
kaptan: Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli.
karikatür: Bir konuyu abartılı bir biçimde veren, düşündürücü ve güldürücü resim.
kartpostal: İnce kartondan yapılmış, bir yüzü resimli, zarflı veya zarfsız gönderilen posta kartı.
kervansaray: Ana yollarda kervanların konaklaması için yapılan büyük han.
kuluçka: Civciv çıkarmak amacıyla yumurtaya yatmış veya yatmak üzere olan dişi kuş veya kümes hayvanı.
küçümsemek: Değer ve önem vermemek, küçük görmek.
kütüphane: Kitap satılan, okunan veya ödünç alınan yer.
M N HARFİ
maskot: Uğur getirileceğine inanılan şey.
millî: Milletlerle ilgili, millete özgü, ulusal.
nazlı: Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, ısrar bekleyen.
nezaket: Başaklarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik.
ninni: Bebeklerin uyumasına yardımcı olmak için söylenen türkü.
Ö P HARFİ
ölçüt: Bir yargıya varmak için başvurulan ilke, kriter.
pazar: Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer.
perde: Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri.
plan: Bir işin gerçekleştirilmesi için uyulması düşünülen düzen.
posta: Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin
tümü.
proje: Bir kurum tarafından hazırlanıp onaylanmış çalışma planı.
S Ş HARFİ
sancak: Çoğunlukla askerî birliklere verilen yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve bayrak.
şafak: Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık.
T HARFİ
taklit: Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma.
tank: Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı.
tarif: Bir işin yapılış yöntemini açıklama ve belirtme.
tarihî yapı: Unutulmayan, anılma değeri olan mimarlık eserleri.
tekerleme: Birbiriyle uyumlu söz grubu.
telaffuz: Bir kelimenin ses, hece, ton ve vurgu bakımından söylenme biçimi, söyleniş.
temsil: Birinin veya bir topluluğun adına davranma.
tıkır: Birbirine vuran, çarpan şeylerin çıkardığı ses.
tını: Bir cismin titreşiminden çıkan sesi.
tıslamak: Kaz, kedi, yılan gibi hayvanların “tıs” diye ses çıkarması.
tiyatro: İzleyiciler önünde sergilenen oyunların oynandığı yer.
ton: İnsan veya çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi.
tutum: Para veya herhangi bir şeyi dikkatli kullanma, tasarruf.
turist: Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla geziye çıkan kimse.
Ü V Y Z HARFİ
ülkü: Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey.
vurgu: Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden
daha farklı olarak yapılan baskı.
yayla: Deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası.
yel: Havanın yer değiştirmesiyle oluşan esinti, rüzgâr.
yemiş: Bitkilerin içinde tohum taşıyan ve genellikle yenilebilen bölümü.
yönerge: Herhangi bir konuda yapılması gerekenleri gösteren ifadeler.
zemin: Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, taban, döşeme,
yer.
2. Sınıf Türkçe Sözlük 2. Sınıf Türkçe Dersi Sözlüğü